Kara Para Aklama Suçu 2025

Kara Para Aklama Suçu 2025

Kara Para Aklama Suçu

Kara para aklama suçu, Türk Ceza Kanunu’nda "suç gelirlerinin aklanması" olarak tanımlanmaktadır. Kara para, genellikle yasa dışı faaliyetlerin bir sonucu olarak elde edilen para, mal veya değerleri ifade eder. Dünya genelinde ve özellikle Türkiye’de, büyük miktarlarda gelirin yasa dışı yollarla elde edildiği bir gerçektir. Bu gelirler, uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, patlayıcı maddeler ve kadın ile çocuk ticareti gibi yasa dışı faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Kara para, kaynağına göre iki ana grupta değerlendirilebilir: Birincisi, başlangıçtan itibaren yasa dışı faaliyetlerden elde edilen paralar; ikincisi ise, başlangıçta yasal olan paranın daha sonra sahte faturalarla veya belgelerin tahrifiyle elde edilen vergi kaçakçılığı ile elde edilen paralar. Kara para aklama suçundan şüpheli veya sanık konumunda bulunanlar, ceza avukatı aracılığıyla savunma hakkını kullanabilir. Günümüzde, kara para aklama ile mücadele, ulusal ve uluslararası düzeyde büyük bir çaba gerektirmekte ve ülkelerin örgütlü suçları engelleme çabalarının temel bir parçası haline gelmektedir.

Kara Para Aklama Nedir?
Kara para, genellikle suç sayılan faaliyetlerden elde edilen gelirlerin nakit olması sebebiyle serbestçe ve kısa sürede kullanılamaması anlamına gelir. Bu durum, söz konusu gelirlerin yasadışı faaliyetlerden elde edildiğinin tespit edilmesi halinde, müsadere cezasının yanı sıra para ve hapis cezasının gündeme geleceği anlamına gelir. Bu nedenle, elde edilen kara paraların aklanması zorunlu hale gelir. Kara paranın aklanması, yasadışı faaliyetlerden elde edilen geliri meşru bir görünüme kavuşturarak kullanılabilir hale getirmek amacıyla, kara paranın kaynağının kasıtlı olarak gizlenmesi fiilidir.

Hangi suçlardan elde edilen gelirin kara para kapsamında değerlendirileceği, her ülkenin kendi yasal düzenlemelerinde belirtilmiştir ve bu konuda farklılıklar göstermektedir. Örneğin, İspanya ve Portekiz’de uyuşturucu kaçakçılığından, İsviçre’de en az bir yıl hürriyeti bağlayıcı suçlardan, Amerika, Hollanda ve İngiltere’de tüm suçlardan, Yunanistan’da ise uyuşturucu, silah kaçakçılığı, fidye, hırsızlık, zimmet ve dolandırıcılık gibi suçlardan elde edilen gelirlerin aklanması, kara para aklama suçu olarak tanımlanmaktadır.

Kara paranın aklanması amacıyla mali sistemin kullanılmasının önlenmesine yönelik olarak Avrupa Topluluğu Konseyi’nin 91/308 Sayılı Yönergesinde, kara paranın aklanması şu şekilde tarif edilmiştir:

  • Bir iktisadi değerin suç sayılan bir faaliyetten veya böyle bir faaliyete katılma eyleminden elde edildiğinin bilinmesine rağmen, yasadışı kökenini gizleme veya görünümünü değiştirme amacıyla başka bir şekle dönüştürülmesi veya transferi.
  • Bir iktisadi değerin suç sayılan bir faaliyetten elde edildiğinin bilinmesine rağmen, gerçek niteliğinin, kaynağının, yerinin, bileşiminin, yer değiştirilmesinin, mülkiyetinin veya üzerindeki diğer hakların gizlenmesi ve görünümlerinin değiştirilmesi.
  • Bir iktisadi değerin suç sayılan bir faaliyetten elde edildiğinin önceden bilinmesine rağmen, iktisap edilmesi, zilyetliğinin kazanılması veya kullanılması.

Yukarıda belirtilen eylemlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi, yapılmasına asıl veya yardımcı fail olarak katılması, teşebbüs edilmesi, yardımcı olunması, azmettirilmesi veya kolaylık sağlanması, kara paranın aklanması eylemi olarak kabul edilmektedir.

Kara Para Neden Aklanır?
Kara para, genellikle yasadışı yollarla elde edilen gelirleri meşru hale getirmek, kaynağını gizlemek veya formunu değiştirmek amacıyla aklama sürecine tabi tutulur. Yasadışı kazançların serbestçe kullanılabilmesi genellikle mümkün değildir; bu tür gelirlerin yasadışı olduğunun tespit edilmesi durumunda, sahipleri cezai yaptırımlarla karşılaşabilirler. Hem hapis hem de para cezalarıyla karşılaşan bireyler, ayrıca bu gelirlerine el konulmasıyla maddi kayıplarla da yüzleşebilirler.

Bu nedenle, yasadışı yollarla elde edilen gelirlerin kaynağının gizlenmesi ve bu gelirlerin yasal faaliyetler sonucu elde edilmiş gibi gösterilmesi gerekmektedir. Böylece, kara para kaynağını gizleyerek elde edilen gelirler, yasal yollardan elde edilen fonlardan ayırt edilemez hale gelir. Bu durum, gelirleri elde edenlerin, bu paraları risksiz ve rahat bir şekilde kullanabilmelerine olanak tanır.

Kara Para Aklamada Kullanılan Yöntemler
Kara para aklama yöntemlerinin sayısını kesin bir şekilde belirtmek mümkün değildir, çünkü pek çok kişinin hayal edemeyeceği çeşitli yöntemler mevcuttur. Bu yöntemler, ülkeden ülkeye ve kullanılan finansal sistem araçlarına göre çeşitlilik gösterir. Günümüzde yasadışı gelir elde edenler, bu süreci profesyonelleşen aklama uzmanlarına devretmektedir. Bu uzmanlar arasında muhasebeciler, bankerler, hukukçular ve mali danışmanlar gibi alanında uzmanlaşmış kişiler yer alır. Genellikle sabıkası olmayan, daha önce suç işlememiş ve sağlam bir mesleki geçmişe sahip olan bu profesyoneller, hizmetleri karşılığında komisyon veya prim adı altında gelir elde ederler.

Aklama işlemi sınırsız sayıda yöntemle gerçekleştirilebilir. Ancak, bu konuda mücadele eden birimler için öğretici nitelikte olan en yaygın yöntemler şunlardır:

  1. Fonların Fiziken Ülke Dışına Kaçırılması: Elde edilen fonların fiziksel olarak başka bir ülkeye transfer edilmesi.
  2. Şirinler (Smurfing) Yöntemi: Büyük miktarlardaki paraların küçük, dikkat çekmeyen miktarlara bölünerek kara paranın aklanması.
  3. Parçalama (Structuring) Yöntemi: Paraların küçük miktarlara bölünerek, büyük miktarların dikkat çekmemesi sağlanarak kara paranın aklanması.
  4. Vergi Cennetleri (Offshore): Gelirlerin vergi cennetlerinde bulunan banka hesaplarına transfer edilmesi.
  5. Paravan veya Hayali Şirketler: Gerçek olmayan şirketler aracılığıyla kara paranın aklanması.
  6. Oto-Finans Borç Yöntemi (Loan-back): Sahipleri tarafından verilen sahte borçların kullanılmasıyla kara para aklama yapılması.
  7. Döviz Büroları: Döviz büroları üzerinden yapılan işlemlerle kara paranın aklanması.
  8. Kumarhane ve Gazinolar: Kumarhane ve gazino işletmeciliği gibi işletmeler aracılığıyla kara paranın aklanması.
  9. Nakit Para Kullanan İşyerlerinin İşletilmesi: Göstermelik şirketler aracılığıyla nakit para kullanılan işletmelerin kullanılması.
  10. Sahte Fatura (Hayali İhracat): Gerçek olmayan faturalar aracılığıyla kara paranın aklanması.
  11. Alternatif Havale Sistemleri (Hawala vs.): Geleneksel banka sistemleri dışında alternatif para transfer yöntemlerinin kullanılması.
  12. İnternet Bankacılığı ve Elektronik Para: Online bankacılık ve dijital ödeme sistemleri üzerinden kara paranın aklanması.

Şimdi bu yöntemlere daha detaylı bakalım;
Şirinler (Smurfing) Yöntemi
Kara para aklamada sıkça kullanılan “Şirinler (Smurfing)” yöntemi, ülkeler arasındaki nakit işlemlerinde belirli miktarların bildirilmesi zorunluluğunu atlatmak için tercih edilir. Örneğin, ABD’de bu sınır 10.000 dolar olarak belirlenmiştir. Türkiye'de ise 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliği'nin 8. maddesine göre, yükümlüler 5 milyar lira veya muadili dövizi aşan işlemleri MASAK’a bildirmekle yükümlüdür.

Bu bildirim yükümlülüğünden kaçınmak amacıyla, eldeki fonlar bu sınıra yakın miktarlara bölünür ve birçok kişi (şirin) tarafından farklı bankalara veya aynı bankanın farklı şubelerine yatırılır.

Örnek: Eğer 20 kişi her biri bir bankaya veya farklı şubelere 9.000 dolar yatırırsa, günlük toplam 180.000 dolar ve 10 günde 1.800.000 dolar yatırılmış olur. Aynı işlem, bu kişiler tarafından başka bir bankaya da yapıldığında, 10 günde 3.600.000 dolarlık bir tutarın nakit bildirim zorunluluğu olmadan bankaya yatırılması sağlanır. Bu durum, sadece nakit işlem bildiriminden kurtulmayı sağlar; çünkü şüpheli işlem bildirimi, şüphelenilen her durumda yapılabilir. Para bu şekilde sisteme girmiş olur (yerleştirme aşaması) ve sonrasında kasa çekleri, havaleler veya fiziksel olarak ülke dışına çıkarılabilir.

Parçalama (Structuring) Yöntemi
“Parçalama (Structuring)” yöntemi, kara para aklama pratiğinde sıkça kullanılır ve eldeki fonu küçük miktarlara bölerek bu parçaları bankaya yatırmak için çok sayıda kişiyi bulmanın her zaman mümkün olmadığı durumları ele alır. Bu durumda, insan sayısını artırmak yerine işlem sayısını artırarak bildirimden kaçınmak mümkündür.

Bu yöntem, yapılan işlemleri bildirimden kaçınmak veya iz bırakmamak amacıyla bölme tekniği kullanır. Yüksek miktarlı bir işlem, küçük miktarlara bölünerek gerçekleştirilen çok sayıda işleme ayrılır.

Örnek: Başka bir ülkede 29 milyon dolarlık bir tutar, ortalama 600 dolarlık 40.000’den fazla işlemle Ekvador’a transfer edilerek kara para aklanabilir. Parçalama yöntemi, şirinler yöntemine benzer; her ikisinde de yüksek miktarlar, düşük miktarlara bölünerek kara para aklama işlemine tabi tutulur. Her iki yöntemin de amacı, nakit işlem bildirimlerinden kaçınıp dikkat çekmeden kara para aklamaktır.

Vergi Cennetleri
Vergi cennetleri veya kıyı bankacılığı (Off-shore), faaliyet gösterdikleri yer ve gerçekleştirdikleri işlemler temel alınarak çeşitli tanımlarla ele alınmaktadır. Genel olarak, ülke dışından gelen fonların, o ülkede geçerli olan bankacılık düzenlemelerinin dışında, genellikle serbest bölgelerde faaliyet gösteren ve ulusal düzenlemelerin kapsamı dışında tutularak sağlanan mali ve hukuki avantajlarla cazip çalışma koşulları sunan bir bankacılık türüdür.

Daha kapsamlı bir tanım yapacak olursak, vergi cennetleri; “ülke dışından gelen fonların, uluslararası devletsiz paraların belirli merkezlerden diğerlerine transfer edilmesi gibi finansal hizmetler sunan, genellikle serbest bölgelerde faaliyet gösteren ve ülke içindeki bankacılık sisteminin tabi olduğu yasal düzenlemelerden muaf tutulan, mali ve hukuki avantajlar sayesinde çekici çalışma koşulları sunan bir bankacılık türüdür.”

Vergi cennetlerindeki bankalar, diğer bankalar gibi mevduat toplama, kredi verme ve güvene dayalı işlemler yapma temelinde faaliyet gösterir. Ancak, diğer bankalardan ayıran bazı özellikler bulunmaktadır:

  • Kıyı bankaları, bulundukları ülkede geçerli olan para birimi dışında bir para birimi ile işlem yapabilir.
  • Genellikle yerleşik olmayan kişiler ve kurumlarla işlem yapar.
  • Yurtiçi finans piyasasının tabi olduğu yasal sınırlamalardan muaf tutulabilir.
  • Sır saklama ilkesine sıkı bir şekilde uymaktadır.
  • Faiz oranları belirlenirken daha fazla serbestlik sağlanabilir.
  • Likidite ve munzam karşılık oranları sıkı bir şekilde uygulanmayabilir.
  • Gelir ve kurumlar vergisi düşük seviyelere çekilmiş veya tamamen kaldırılmış olabilir.
  • Müşterilere ödenecek faiz veya interbank işlemlerinden kaynaklanan faizlere stopaj uygulanmayabilir.

Vergi cennetleri, müşteri çekmek için sundukları avantajlar arasında gizlilik, politik istikrar, düşük vergilendirme veya sıfır vergi, serbest sermaye hareketleri, coğrafi konum avantajları, gelişmiş altyapı ve uzman personel bulunmaktadır.

Suç Gelirinin Temizlenmesi
Kara para aklamak için suç gelirlerini aklarken genellikle finansal kuruluşlar, özellikle bankalar veya paravan şirketler kullanılmaktadır. Kara para aklayan suçlular tarafından kurulan bankaların yanı sıra, bu kişilerin işbirlikçileri tarafından da kurulan bankalar, suç gelirlerini aklamada önemli bir rol oynamaktadır.

Bu tür merkezlerde kurulan bankalar ve paravan şirketlerin ortaklık yapıları hakkında bilgi edinmek zordur; dolayısıyla gerçek sahipleri genellikle bilinmemektedir. Bu ülkelerde sıkı bir sır saklama yükümlülüğü bulunduğundan, mahkeme kararı veya hükümet izni olmadan bilgi verenlere ciddi cezalar uygulanabilmektedir.

Sınır ötesi bankalar, bulundukları ülkeden bağımsız bir şekilde bankacılık işlemlerini yürüterek kara para gelirlerini dünya genelinde transfer edebilir. Ancak, kara para aklama merkezleri için daha fazla sorumluluk getiren düzenlemeler üzerinde çalışılmaktadır. Bu çerçevede, kara para aklama merkezlerinin diğer ülkelerle işbirliği yaparak kara para gelirlerine karşı mücadele etmeleri amaçlanmaktadır.

FATF (Finansal Eylem Görev Gücü) içinde oluşturulan bir çalışma grubu aracılığıyla, işbirliği içinde olmayan ülkelere yönelik direktifler belirlenmekte ve bu ülkeler üzerinde yaptırımlar uygulanmaktadır.

Kara para aklama merkezleri aracılığıyla, kara para gelirleri oto-finans borç (loan-back) veya fonların bu ülkelere fiziksel transferi gibi yöntemlerle aklanabilmektedir.

Nakit Akışlı İşletmeler (Göstermelik Şirketler)
Kara para aklama yöntemlerinden biri, hamburgerciler, simit dükkanları ve benzin istasyonları gibi nakit akışının yoğun olduğu işletmelerin kurulmasıdır. Bu işletmeler, gerçekten faaliyette olan yerler olabileceği gibi, sadece bir bürosu bulunan ve iş yapmayan fiktif şirketler de olabilir. Bu tür işletmelerin tercih edilmesinin nedeni, muhasebe denetimlerinin zor olmasıdır. Ne kadar benzin, kaç hamburger veya simit satıldığını tespit etmek neredeyse imkansızdır. Bu sayede yasa dışı kaynaklardan gelen fonlar, bu işletmelerin elde ettiği gelirlerle karıştırılabilir.

Örneğin, ABD’de bu yöntem kullanılarak uyuşturucu kaçakçısına ait bir pizza dükkanları zinciri aracılığıyla uyuşturucudan elde edilen gelirlerin aklandığı tespit edilmiştir.

Paravan-Hayali Şirketler (Shell Company) Kullanımı
Paravan şirketler, genellikle sınır ötesi merkezlerde kurulan ve herhangi bir ticaret veya imalat faaliyetinde bulunmayan şirketlerdir. Göstermelik şirketlerden farklı olarak, paravan şirketler yalnızca kağıt üzerinde var olan (masa, kasa, adres şirketleri) yapılardır. Bu şirketlerin kurulma amacı, ayrıştırma aşamasında fon transferlerinin bu şirketler üzerinden geçirilmesiyle inceleme ve denetim anında iz sürmeyi zorlaştırmaktır.

Sır saklama yükümlülükleri nedeniyle, ortaklarının bile kimliklerinin öğrenilmesi mümkün olmayan bu şirketleri diğerlerinden ayırmak oldukça zordur. Birçok sınır ötesi merkezde paravan şirket kurmak için birkaç yüz dolar yeterlidir.
 

Loan-Back Yöntemi
Loan-back yöntemi, off-shore merkezlerde faaliyet gösteren finans kurumları aracılığıyla suç gelirinin sahibine kredi olarak geri dönmesini içeren bir kara para aklama yöntemidir. İşlemler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Suç Gelirinin Yatırılması: Kara para aklayacak kişi, off-shore merkezine giderek suç gelirini burada faaliyet gösteren A bankasına yatırır. Daha sonra bu parayı başka bir ülkedeki B bankasına da aktarabilir.
  2. Kredi Talebi: Kişi, kendi ülkesindeki C bankasına başvurarak A (veya B bankasındaki) hesabını teminat göstererek kredi talebinde bulunur. C bankası bu krediyi sağlar.
  3. Yatırım Yapma: Kara para aklayıcı, aldığı kredi ile istediği yatırımı gerçekleştirir (örneğin otel satın alabilir).
  4. Geri Ödeme: Kredisini C bankasına geri ödemez. C bankası, bu kişinin teminat gösterdiği A (veya B) bankasındaki parasını haciz eder ve yurda getirir.

Bu süreç sonunda, kişinin kara parası otel veya başka bir yatırım aracılığıyla aklanmış olur. Bu karmaşık yöntem, suç gelirini yasal bir varlık haline getirmek için kullanılan sofistike bir finansal stratejiyi temsil eder.

Döviz Büroları
Döviz büroları, birçok ülkede faaliyet gösteren ve genellikle nakit işlemlere odaklanan para değişim kurumlarıdır. Ancak bu tür kurumlar, suiistimale açık yönleri nedeniyle dikkat çekmektedir:

  1. Gelirin Kaynağından Uzaklaştırma: Suç geliri ile eldeki paranın değiştirilmesi, gelirin kaynağından bir ölçüde uzaklaştırılmasına olanak tanır.
  2. Para Birimlerinin Değiştirilmesi: Küçük banknotlar, büyük banknotlara veya mevcut para birimleri diğer para birimlerine çevrilebilir, böylece finansal sisteme entegre edilmesi kolaylaşır.
  3. Parasal Araçlar: Nakit karşılığında seyahat çekleri, euro çek, kişisel çek gibi bazı parasal araçlar verilebilir.
  4. Fon Transferi: Bazı ülkelerde döviz büroları fon transferi yapabilir, ancak bu Türkiye’de geçerli değildir.
  5. Denetim ve Muhasebe Kayıtları: Ciddi denetim ve muhasebe kayıt şartlarına tabi olmadıkları için bu durum önemli avantajlar sağlar.
  6. Kolaylık ve Hız: Döviz bürolarına sahip olmak, bankaya sahip olmaktan daha kolaydır. Örneğin, İngiltere’de bu konuda hemen hemen hiçbir prosedür bulunmamaktadır.
  7. Suçlularla İşbirliği: Döviz büroları, suçlularla işbirliği yapabilir. Suçludan aldığı kara parayı, kendi adına açtırdığı banka hesabına yatırarak ve buradan transfer ederek aklama sürecine katkıda bulunabilirler.

Kumarhane ve Gazinolar
Gazinolar, kredi açma, vadenin uzatılması, kiralık kasa hizmeti, çeklerin ciro edilmesi ve fonların havale edilmesi gibi çeşitli finansal işlemleri gerçekleştirebilen mekanlardır. Kara para aklama sürecinde, kara para aklayıcılar büyük miktarlardaki nakit parayı casinoya yatırarak, herhangi bir bildirim yapılmamasını talep edebilirler.

Bu süreçte:

  1. Para Çekme ve Transfer: Yatırılan para, gazino çekleri aracılığıyla istenildiği zaman çekilebilir veya transfer edilebilir.
  2. Bildirim Yükümlülüğü: Bazı durumlarda gazinoların bildirim yükümlülüğü olabileceği için, kara para bildirim tutarının altında işlemler yapılarak dikkat çekmeden fişlere dönüştürülebilir.
  3. İşbirliği: Gazino sahipleri ile işbirliği yapılarak, kara para kumar kazancı olarak gösterilebilir. Ayrıca, bildirim limitinin üstündeki nakit bir kerede yatırılarak aklama süreci de izlenebilir.

Bu nedenle, kumarhane ve gazinolar, çeşitli finansal işlemleri gerçekleştirebilmeleri nedeniyle kara para aklamanın etkili bir aracı olabilirler.

Sahte veya Yanıltıcı Fatura
Ülkemizde 1980’li yıllarda gündemi meşgul eden hayali ihracat aklama işlemi, özellikle haksız vergi iadesi amacıyla eleştirilmiş ve dikkat çekmiştir. Bu kara para aklama yöntemi, düşük veya hiç olmayan bir malın ihraç edilmiş gibi gösterilmesini içerir ve buna uygun olarak sahte veya yanıltıcı fatura düzenlenir.

Örneğin:

  • Fatura Düzenleme: Gerçekte değeri düşük olan bir mal için, 50 bin dolarlık bir mal için 500 bin dolarlık bir fatura düzenlenerek, 450 bin dolarlık bir ihracat geliri gibi gösterilebilir. Bu şekilde kara para aklanabilir. İhracat yapıldığı belirtilen ülkedeki firma, gerçekte faaliyet gösteren bir yasal firma, göstermelik bir firma veya paravan bir firma olabilir.

Bu hayali işlem, ithalat için de gerçekleştirilebilir. Örneğin, yurtdışından 10 bin dolara alınan bir mal, yurt içinde kara para aklamada kullanılan şirkete 300 bin dolara satılabilir. Bu şekilde ortaya çıkan fark, kara para aklanmış olur. Bu tür kara para aklama işlemleri, yurt içinde de uygulanabilir ve oldukça dikkat çekici bir yöntemdir.

Fonların Fiziken Ülke Dışına Kaçırılması (Döviz Kaçakçılığı)
Bu kara para aklama yöntemi, suç gelirinin elde edildiği ülkedeki sıkı düzenlemeler nedeniyle, fonların denetim eksikliği veya işbirliğine müsait kuruluşların bulunduğu başka bir ülkeye fiziksel olarak çıkarılması işlemidir. Off-shore merkezler, bu tür paraların kolaylıkla plase edilebileceği uygun yerler olarak ön plana çıkar.

Süreç

  • Fiziksel Çıkış: Ülke dışına çıkarılan para, hala nakit halindedir ancak kaynağından bir ölçüde uzaklaşmıştır.
  • İşlemler: Gittiği ülkede yapılan bir dizi işlemlerle, birkaç ülkeyi dolaşarak ve kara para aklanmış olarak ilk çıktığı ülkeye geri getirilebilir.
  • Taşıma Yöntemleri: Kara para, fiziksel olarak yurtdışına kara, hava veya deniz yoluyla çıkarılabilir.

Ülkemizde sınırdan nakit geçişi yoluyla yapılan para transferleri, özellikle Doğu Avrupa ülkeleri ve yeni bağımsızlık kazanmış Türk cumhuriyetlerindeki bankacılık sistemlerinin yetersizliği ve/veya yüksek komisyon oranları nedeniyle gerçekleşmektedir. Ancak bu durum, ihracat yapılan ülkelerdeki incelemelerin ve beyanların doğruluğunun araştırılmasını gerektirir.

Yeni Yöntemler
Bahsedilen aklama yöntemleri genel bir çerçeve sunmakta olup, değişen koşullarla birlikte yeni teknik ve yöntemler geliştirilmeye devam etmektedir. Kara para aklama faaliyeti, dünya genelinde inceleme ve denetimin az olduğu veya iz sürmenin zor olduğu alanlarda yoğunlaşmaktadır. Ayrıca, kara para aklamanın yeni trendi olarak ortaya çıkan internet bankacılığı ve elektronik paranın kullanımı, kullanıcısına geniş kimlik gizliliği imkanı sunması nedeniyle dikkat çekmektedir.

Kara Para Aklamanın Cezası
Kara para aklama suçu, ülkeler arasında farklı cezalandırma sistemlerine tabi olabilir. Türkiye’de ise bu suçla ilgili cezalar 4208 sayılı kanun hükümlerine göre belirlenir. Kara para kazanmak ve bu kara parayı aklamak, hukuki açıdan birbirinden bağımsız iki ayrı suçtur. Kara para aklama yöntemleri, tek tek uygulanabileceği gibi, aynı iş içinde birkaç farklı yöntemin bir arada kullanılması da mümkündür. Bu durum, pek çok masum kişinin suç örgütlerine bulaşmasına ve bu suç nedeniyle ceza almasına yol açabilir.

1996 yılında kurulan Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), kara para aklanması konusunda etkin görevler üstlenir ve güvenli bir toplum oluşturma çabalarına katkıda bulunur. MASAK, elde ettiği bilgileri hızlı bir şekilde değerlendirip en iyi şekilde analiz ederek, sonuçları ilgili birimlere ileterek uygulamada etkin bir rol oynar. Maliye Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren bu kurum, suç gelirlerinin önlenmesi ve aklanmasının engellenmesi konusundaki çalışmalarına devam etmektedir.

MASAK ve Kara Para Aklama
Kara para aklama sürecini anlamak için “öncül suç” ve “suç geliri” kavramlarını dikkate almak önemlidir. Öncül suç, suç gelirinin elde edilmesini mümkün kılan suçları ifade eder. Bu suçlar, ülke mevzuatlarına göre farklı şekillerde tanımlanabilir. Türkiye'de, 4208 sayılı Kanun döneminde öncül suçlar sayma yöntemi kullanılırken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda alt sınırı altı ay ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar eşik olarak benimsenmiştir.

Suç geliri, yani kara para, yasa dışı fiillerden elde edilen her türlü ekonomik değeri temsil eder. Bu bağlamda, suç geliri hukuki olarak tanımlanan suç geliridir ve ülke mevzuatlarına göre belirlenmiş öncül suçlardan elde edilen her türlü değeri içerir. Kara para aklama suçu ise genel olarak öncül suçlardan elde edilen gelirlerin yasa dışı kaynağını gizlemek ve bu gelirleri yasal bir kaynaktan elde edilmiş gibi göstermek amacıyla gerçekleştirilen her türlü işlemi ifade eder. Türk hukuk sisteminde bu suç, ilk olarak 4208 sayılı Kanun’un 2/b maddesinde “Kara para aklama suçu” olarak tanımlanmış, daha sonra 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda “Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama” başlıklı 282. madde ile yeniden düzenlenmiştir.

Kara para aklama ile mücadele kapsamında uluslararası sözleşmelerde belirtilen kara para aklama fiilleri, suç gelirlerinin aklanmasının suç haline getirilmesi amacıyla detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bu fiiller arasında suç geliri olduğu bilinen malvarlığının yasadışı kaynağını gizlemek veya değiştirmek, suç gelirini dönüştürmek veya devretmek, malvarlığının gerçek niteliğini, kaynağını, yerini, kullanımını, hareketlerini veya mülkiyetini gizlemek veya değiştirmek yer almaktadır.

Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. MASAK, kara para aklama ile mücadele konusunda etkin görevler üstlenmekte ve güvenli bir toplum oluşturma çabalarına katkıda bulunmaktadır. Kurul, elde ettiği bilgileri hızlı bir şekilde değerlendirip analiz ederek sonuçları ilgili birimlere iletmekte ve suç gelirlerinin önlenmesi ile aklanmasının engellenmesi konusundaki çalışmalarına devam etmektedir.

Telefon
WhatsApp
İnstagram
Telegram