Mühür Bozma (Mühür Fekki) Nedir?
(TCK 203) Mühür bozma suçu, halk arasında mühür fekki olarak bilinir ve ‘kasten’ işlenen suçlar grubunda TCK 203. maddede ‘kamu güvenine karşı suçlar’ kapsamında yer alır. Bu suç, yetkili makamların bir şeyin korunması veya mevcut durumunun muhafazası amacıyla koyduğu mührü kaldırmak veya mührün konulma amacına aykırı hareket etmekle gerçekleşir.
Mühür bozma, en sık rastlanan hukuka aykırı davranışlardan biridir. Suçun işlenmesi için niyet veya amaç fark etmeksizin genel kast yeterli görülür.
Mühür Bozma Suçunda Kanun veya Yetkili Makamın Emrine Aykırılık
Bu suçun oluşabilmesi için kanun veya yetkili bir makamın emriyle mühürleme işlemi yapılmış olması şarttır. Belediye, kaymakamlık, valilik, sağlık bakanlığı ve diğer birçok kamu kurumu kanuna dayanarak bu mühürleme yetkisini kullanabilir. Mühürleme yetkisi olmayan bir makamın mühür koyması veya kanunda belirlenmemiş bir mühürleme işleminin yapılması ve ardından mühürün kaldırılması durumunda mühür fekki suçu meydana gelmez. Örneğin, belediye imar müdürlüğünün bir yemek şirketinin üretim alanını mühürlemesi kanuna uygun değilse, bu mühürleme geçersizdir ve mühür kaldırılması suç teşkil etmez.
Kanuni bir dayanağı olmayan idari işlem sonuç doğurmaz. Yetkisiz yapılan mühürleme suç oluşturmadığından, mührü kaldıran kişi mühür bozma suçundan cezalandırılamaz.
Mühür Fekki Suçu Nasıl İşlenir?
Bu suç, iki farklı davranışla kasten işlenebilen bir suç tipidir:
1. Mührün Kaldırılması: Yetkili makam veya kanunun emri ile konulan mührün kaldırılması mühür fekki suçu oluşturur. Bu eylemin şekli önemli değildir; mührün sökülmesi, yırtılması veya yakılması gibi herhangi bir yöntemle yapılabilir.
2. Mührün Konulma Amacına Aykırı Kullanımı: Mühür bozulmamış olsa bile mührün konulduğu amaca aykırı hareket edilmesi durumunda suç oluşur. Örneğin, mühürlenen bir inşaat alanında müteahhit mührü kaldırmadan inşaata devam ederse mühür fekki suçu meydana gelir çünkü mührün amacı inşaatın hukuka aykırı şekilde ilerlemesini engellemektir.
Mühür Bozma Suçunun Cezası (TCK 203) M
ühür bozma suçunun cezası 6 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır (TCK md. 203). Bu cezaların aynı anda verilmesi mümkün değildir; sadece biri uygulanır. Hapis cezası tayin edildiğinde adli para cezasına dönüştürülemez, ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın ertelenmesi gibi kararlar alınabilir.
Bu suçla ilgili etkin pişmanlık hükümleri bulunmamaktadır.
Adli Para Cezası, Ceza Ertelemesi ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası tek başına veya hapis cezası yerine uygulanabilen bir yaptırım türüdür ancak mühür bozma suçunda hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanığın belirli koşulları sağladığı takdirde cezai sonuç doğurmaması anlamına gelir ve dava düşer. Bu uygulama mühür fekki suçu için de mümkündür.
Ceza ertelemesi ise mahkeme tarafından verilen hapis cezasının cezaevinde infazından şartlı olarak vazgeçilmesidir ve mühür bozma için de uygulanabilir.
Şikayet Süresi ve Uzlaşma Uzlaşma, suç isnadındaki kişi ile mağdur arasında uzlaştırıcı aracılığıyla yapılan görüşmedir.
Ancak mühür bozma suçu uzlaşmaya tabi değildir.
Mühür Bozma Suçunda Savunma
Mühür bozma (mühür fekki) suçu, esasen Türk Ceza Kanunu kapsamında düzenlenmiş olmakla birlikte, idare hukukuyla da yakından ilişkili bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, söz konusu suçun oluşup oluşmadığı değerlendirilirken yalnızca ceza hukuku normları değil, idari işlemlerin geçerliliği de dikkate alınmalıdır.
Nitekim uygulamada bazı mühürleme işlemleri, yetkisiz idari merciler tarafından veya usule aykırı şekilde tesis edilmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mühür işlemi, idare hukuku açısından yok hükmünde sayılabilir. Bir işlemin yok hükmünde olması ise, hukuk düzeninde hiç doğmamış kabul edilmesi anlamına gelir. Bu çerçevede, yok hükmünde olan bir mühürleme işleminin ihlali durumunda mühür fekki suçunun unsurlarının oluşmadığı ileri sürülebilir.
Bu nedenle, mühür fekki suçlamasıyla karşı karşıya kalan kişilerin savunmaları hazırlanırken, öncelikle ilgili mühürleme işleminin hukuki geçerliliği detaylı şekilde incelenmelidir. Belediye Kanunu başta olmak üzere, İmar Kanunu, Yapı Denetim Kanunu ve ilgili yönetmelikler titizlikle analiz edilmelidir. Mühürün hangi yetkiyle, hangi usulle ve hangi gerekçeyle konulduğu; işlemin yetki, şekil ve sebep unsurları bakımından hukuka uygun olup olmadığı belirlenmelidir.
Sonuç olarak, mühür fekki suçlamasıyla karşılaşıldığında yalnızca ceza hukuku perspektifinden değil, idare hukuku yönünden de kapsamlı bir değerlendirme yapılması büyük önem taşımaktadır. Özellikle mühürleme işleminin yok hükmünde olduğunun tespiti halinde, ceza sorumluluğu doğmayabileceği unutulmamalıdır.